Ayıp Örtmek Nedir
Ayıp Örtmek Nedir ? Ayıp Örtmek Ne demek ?
1-)AYIP ÖRTMEK
Başkalarının kusur, eksiklik,
utanılacak şey, suç, cürüm, şeref ve haysiyete
aykırı davranış, nezaket ve terbiye
dışı, fena, kötü, utanç verici şey cinsinden
yaptığı işlerin duyulmasını, görülmesini
önlemek, yayılmasına mani olmak. Toplumu ve insanları kötülüklerden
korumak için işlenen ayıpları örtmek ahlaki
faziletlerin başında gelir. Böylece İslam'ın övdüğü,
müslümanlarda bulunmasını istediği faziletlerden birisi
de başkalarının ayıp ve kusurlarını örtmek
ve gizlemektir. Buna karşılık; bir müslümanı küçük
düşürmek, şahsiyetini lekelemek ve onu rezil etmek için ayıplarını
araştırmak ve başkalarına anlatıp açıklamak
ise büyük bir ahlaksızlık olup, İslam tarafından
yasaklanmıştır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
"Müslümanların ayıplarını (ve
gizli şeylerini) araştırmayın..." (el-Hucurat,
49/12). Resulullah da bir hadiste: Birbirinizin özel ve mahrem hayatını
araştırmayın" (Müslim, Birr ve Sıla, 30) diye
buyurmaktadır.
Resulullah (s.a.s.) başka bir hadislerinde şöyle
buyurmaktadır:
"Her kim bir müslüman kardeşinin ayıp
ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği
şeylerini örterse, Allah'u Teala da kıyamet gününde onun ayıplarını
örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını
istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse;
Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini
istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi
içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin
ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir.
" (Buhari, Mezalim, 3; Müslim, Birr, 58; Tirmizi, Birr ve Sıla,
85)
Müslümanın ayıp araştırması
değil, bilakis gördüğü ayıp ve kusurları örtmesi
gerekir. Diğer bir hadis-i şerifte: Kim bir müslümanın
ayıbını dilerse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını
örter. " (Ebu Davud, Edeb, 39), Kim bir ayıp görür de
örterse sanki kabrine diri gömülmüş bir yavruya can vermiş
gibi olur. " (Ebu Davud, Edeb, 38) buyurulmuştur.
İnsan başkalarının ayıp ve
kusurunu değil, kendi ayıp ve kusurunu görmeye çalışmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.): Kendi ayıbı, insanların
ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun.
" (Acluni, Keşfu'l-Hafa, II, 46) buyurmuştur.
Ayıpların araştırılıp
ortaya dökülmesi; insanları birbirine düşürmekten, aralarında
kin ve düşmanlık tohumları ekmekten,
fenalıkların yayılmasından başka bir şeye
yaramaz. İnsanların gizli kalmış kusurlarını
açıklamak, herkese duyurmak onların utanma
duygularının yok olmasına, sosyal kontrolün azalmasına
ve böylece ahlaksızlığın süratle yayılmasına
da sebep olur. Resulullah: Müslümanların ayıplarını,
gizli hallerini araştırmağa kalkışırsan,
onları ifsad eder (ahlaklarını bozar) veya ifsada
yaklaştırmış olursun, " (Riyazü's-Salihin,
III,154) buyurmuştur.
Peygamberimiz ve ashabı, kimsenin
ayıplarını araştırmamış ve
araştıranları da şiddetle
kınamıştır. Peygamberimiz'in: "Din kardeşini
bir suçundan dolayı ayıplayan kimse, o suçu (günahı)
kendisi de işlemedikçe ölmez. " (Tirmizi, Kıyame, 53)
uyarısını da hiç bir zaman unutmamak gerekir.
Bir gün Hz. Ömer'in yanına bir adam geldi ve ona
şöyle dedi: "Benim bir kızım var, cahiliye devrinde
onu diri diri toprağa gömmüş, sonra da ölmeden çıkarmıştık.
İslamiyet geldikten sonra ben de kızım da müslüman olduk.
Fakat kızım Allah'ın yasakladığı bir
şeyi yaptı ve had vurulması icab etti. Bunun üzerine,
bizim bulunmadığımız bir yerde bıçakla kendisini
kesmek istemiş. Biz durumu haber alır almaz koştuk, fakat
boyun damarlarından birini kesmişti. Hemen tedavi ettik, iyileşti.
Yaptığına pişman oldu. Tövbe ederek bir daha böyle
bir şey yapmamaya karar verdi. Bir kabileden dünür geldi. Ben de
olanları olduğu gibi anlattım." Hz. Ömer, adamın
bu sözlerine kızarak:
"-Allah'u Teala'nın gizlediğini açığa
mı vuruyorsun? Vallahi eğer kızın başından
geçenleri başka birine daha anlatırsan herkesten önce cezanı
ben veririm. Git, kızı diğer müslüman, temiz kızlar
gibi evlendir dedi." (Y. Kandehlevi, Hadislerle Müslümanlık,
III, 1021).
Müslümanların başkalarının günah
ve kusurlarını, işledikleri ayıpları örtmeye
çalışmaları nasıl önemli bir ahlaki görevleri ise;
aynı şekilde kendi günah ve kusurlarını da ifşa
etmemeleri gerekir. Aşağıdaki hadis-i şerif bize bu
konuda da titiz davranmamız gerektiğini göstermektedir.
Resulullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:
"Fenalıklarını açığa
vuranlardan başka bütün ümmetim, halkın dilinden ve elinden
salimdir. "
"Bir adam bir gece fenalığı
yapıp da Cenab-ı Hak onu örtmüş iken:
"Ey filanca ben dün gere Şöyle şöyle
yaptım demesi, suçunu ilan ve teşhirdir. Halbuki o, geceyi
Allah'ın setrine mazhar olarak geçirmişti. Allah'ın
örttüğü bu suçu sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış
bulunuyor. " (Riyazü's-Salihin, I, 282).
Rabiatü'l-Adeviyye: "Kul Allah'ın sevgisini
tattığı zaman, Allah onu kendi kusurlarına muttali
kılar, böylece başkalarının kusurunu görmez olur"
der.
Bu ayet-i kerime ve hadis-i şerifler, toplum içinde
yardımlaşmak, birlikte iyi geçinmek, yapılan
fenalıkları ve ayıpları örterek arkadaşlığı,
dostluğu kuvvetlendirmek, dostça yaşamayı isteklendirmek
ayıp ve günahları teşhir etmeden önlemek gibi insani ve
İslami faziletlerimizi belirtmektedir.
Osman ÇETİN
2-)
Başkalarının kusur, eksiklik, utanılacak şey, suç, cürüm, şeref ve haysiyete aykırı davranış, nezaket ve terbiye dışı, fena, kötü, utanç verici şey cinsinden yaptığı işlerin duyulmasını, görülmesini önlemek, yayılmasına mani olmak. Toplumu ve insanları kötülüklerden korumak için işlenen ayıpları örtmek ahlaki faziletlerin başında gelir. Böylece Islam'ın övdüğü, müslümanlarda bulunmasını istediği faziletlerden birisi de başkalarının ayıp ve kusurlarını örtmek ve gizlemektir. Buna karşılık; bir müslümanı küçük düşürmek, şahsiyetini lekelemek ve onu rezil etmek için ayıplarını araştırmak ve başkalarına anlatıp açıklamak ise büyük bir ahlaksızlık olup, Islam tarafından yasaklanmıştır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
"Müslümanların ayıplarını (ve gizli şeylerini) araştırmayın..." (el-Hucurat, 49/12). Resulullah da bir hadiste: Birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın" (Müslim, Birr ve Sıla, 30) diye buyurmaktadır.
Resulullah (s.a.s.) başka bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:
"Her kim bir müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah'u Teala da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse; Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir. " (Buhari, Mezalim, 3; Müslim, Birr, 58; Tirmizi, Birr ve Sıla, 85)
Müslümanın ayıp araştırması değil, bilakis gördüğü ayıp ve kusurları örtmesi gerekir. Diğer bir hadis-i şerifte: Kim bir müslümanın ayıbını dilerse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. " (Ebu Davud, Edeb, 39), Kim bir ayıp görür de örterse sanki kabrine diri gömülmüş bir yavruya can vermiş gibi olur. " (Ebu Davud, Edeb, 38) buyurulmuştur.
Insan başkalarının ayıp ve kusurunu değil, kendi ayıp ve kusurunu görmeye çalışmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun. " (Acluni, Keşfu'l-Hafa, II, 46) buyurmuştur.
Ayıpların araştırılıp ortaya dökülmesi; insanları birbirine düşürmekten, aralarında kin ve düşmanlık tohumları ekmekten, fenalıkların yayılmasından başka bir şeye yaramaz. Insanların gizli kalmış kusurlarını açıklamak, herkese duyurmak onların utanma duygularının yok olmasına, sosyal kontrolün azalmasına ve böylece ahlaksızlığın süratle yayılmasına da sebep olur. Resulullah: Müslümanların ayıplarını, gizli hallerini araştırmağa kalkışırsan, onları ifsad eder (ahlaklarını bozar) veya ifsada yaklaştırmış olursun, " (Riyazü's-Salihin, III,154) buyurmuştur.
Peygamberimiz ve ashabı, kimsenin ayıplarını araştırmamış ve araştıranları da şiddetle kınamıştır. Peygamberimiz'in: "Din kardeşini bir suçundan dolayı ayıplayan kimse, o suçu (günahı) kendisi de işlemedikçe ölmez. " (Tirmizi, Kıyame, 53) uyarısını da hiç bir zaman unutmamak gerekir.
Bir gün Hz. Ömer'in yanına bir adam geldi ve ona şöyle dedi: "Benim bir kızım var, cahiliye devrinde onu diri diri toprağa gömmüş, sonra da ölmeden çıkarmıştık. Islamiyet geldikten sonra ben de kızım da müslüman olduk. Fakat kızım Allah'ın yasakladığı bir şeyi yaptı ve had vurulması icab etti. Bunun üzerine, bizim bulunmadığımız bir yerde bıçakla kendisini kesmek istemiş. Biz durumu haber alır almaz koştuk, fakat boyun damarlarından birini kesmişti. Hemen tedavi ettik, iyileşti. Yaptığına pişman oldu. Tövbe ederek bir daha böyle bir şey yapmamaya karar verdi. Bir kabileden dünür geldi. Ben de olanları olduğu gibi anlattım." Hz. Ömer, adamın bu sözlerine kızarak:
"-Allah'u Teala'nın gizlediğini açığa mı vuruyorsun? Vallahi eğer kızın başından geçenleri başka birine daha anlatırsan herkesten önce cezanı ben veririm. Git, kızı diğer müslüman, temiz kızlar gibi evlendir dedi." (Y. Kandehlevi, Hadislerle Müslümanlık, III, 1021).
Müslümanların başkalarının günah ve kusurlarını, işledikleri ayıpları örtmeye çalışmaları nasıl önemli bir ahlaki görevleri ise; aynı şekilde kendi günah ve kusurlarını da ifşa etmemeleri gerekir. Aşağıdaki hadis-i şerif bize bu konuda da titiz davranmamız gerektiğini göstermektedir. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:
"Fenalıklarını açığa vuranlardan başka bütün ümmetim, halkın dilinden ve elinden salimdir. "
"Bir adam bir gece fenalığı yapıp da Cenab-ı Hak onu örtmüş iken:
"Ey filanca ben dün gece şöyle şöyle yaptım demesi, suçunu ilan ve teşhirdir. Halbuki o, geceyi Allah'ın setrine mazhar olarak geçirmişti. Allah'ın örttüğü bu suçu sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış bulunuyor. " (Riyazü's-Salihin, I, 282).
Rabiatü'l-Adeviyye: "Kul Allah'ın sevgisini tattığı zaman, Allah onu kendi kusurlarına muttali kılar, böylece başkalarının kusurunu görmez olur" der.
Bu ayet-i kerime ve hadis-i şerifler, toplum içinde yardımlaşmak, birlikte iyi geçinmek, yapılan fenalıkları ve ayıpları örterek arkadaşlığı, dostluğu kuvvetlendirmek, dostca yaşamayı isteklendirmek ayıp ve günahları teşhir etmeden önlemek gibi insani ve Islami faziletlerimizi belirtmektedir.
Bu bilgi faydalı oldu mu ?
Kelime Türü Nedir ?
Sizde içinde Ayıp Örtmek kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !
