Kurban Nedir
Kurban Nedir ? Kurban Ne demek ?
1-)Alm. Opfer (-tier) (n), Fr. Sacrifice (m), İng. Sacrifice. Umumi manasıyla Allahü tealaya ibadet maksadı ile belli üç günde kesilen hayvan. Allah’a yakın olmak O’nun rızasını elde etmek için kan akıtmak. İslamiyette kurban; koyun, keçi, sığır ve deveden birini“Kurban Bayramı”nın ilk üç gününde kurban niyetiyle kesmek demektir. Kurban, lügatte“yakın olmak, yaklaşmak” manasınadır. Mecazi olarak, bir inanç, ideal uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimseye de kurban denir.
Kurban, Müslümanların zengin olanlarına emir edilen mali bir ibadettir. Yolcu olmayan (mukim olan) akıllı ve büluğ çağına giren (çocuk olmayan) hür ve Müslüman erkek ve kadının, ihtiyacından fazla nisap miktarı malı veya parası varsa Kurban Bayramında kurban kesmeleri vacib olur. Ayrıca adakta (nezirde) bulunan kimseye de kurban kesmesi vacibdir (Bkz. Adak). Buna “Adak kurbanı” denir. Çocuk nimetine karşılık, Allahü tealaya şükür etmek niyetiyle hayvan kesmeye de “akika” denir(Bkz. Akika). Hac ibadetinin vaciblerinden birini bilerek veya bilmeyerek vaktinde ve yerinde yapmayan kimseye de hacda Mikat denilen yerleri geçerek, Mekke’ye ihramsız giren kimsenin de yaptığı bu kusurların karşılığı, ceza olarak kurban kesmesi lazım olur.
Tarihte ibadet niyetiyle yapılan ilk kurban, hazret-i Âdem’in oğulları Habil ile Kabil’in kurbanlarıdır. Aralarında çıkan ihtilafta hangisinin haklı olduğunu anlamak için, cenab-ı Hakk’a kurbanlarını arzettiler. Habil’in kurbanı kabul olmuştu. Bunu çekemeyen ve isteğine kavuşmak için çalışan Kabil, kardeşi Habil’i öldürmüştü.
İnsanların uydurduğu çeşitli inançlarda da tapındıkları putlar için kesdikleri hayvanlara kurban demişlerdir. Böyle inançlara sahib insanlar, eski çağlarda putları için hayvanların yanısıra çeşitli yiyecekleri, hatta insanları, çocukları da kurban etmişlerdir. Günümüzde ise; bazı iptidai kabilelerde aynı vahşet ve çılgınlığa rastlanmaktadır.
İslamiyetteki hayvan keserek kurban emri hazret-i İbrahim ile oğlu İsmail (aleyhisselam) kıssasına dayanır. Bu hadise, İslam tarihlerinde uzun anlatılmaktadır. “Hazret-i İbrahim, Allahü teala kendisine bir erkek evlat verirse, O’na kurban edeceğini (nezretmişti), adamıştı. Oğlu İsmail (aleyhisselam) doğup belli bir yaşa gelince nezri kendisinin rüyasında hatırlatıldı. Rüyada bildirilen emri, yerine getirmek için yanına bıçak ve ip alarak, oğlu ile beraber Mekke’de dağa çıktılar. Mina denilen yere gelince, Kur’an-ı kerim’in Saffat suresi 102. ayetinde mealen bildirildiği gibi: “İbrahim; Ey Oğulcuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak ne dersin.” dedi. (Oğlu İsmail de): “Babacığım sana emredilen ne ise onu yap! İnşaallah, beni sabredicilerden bulursun” dedi.” baba ve oğul, Allah’a teslimiyetin en güzel örneğini gösterdiler. Bu hadiseden sonra, Allahü teala Cennet’ten kurbanlık bir koç gönderdi. Böyle olduğu Kur’an-ı kerim’de bildirilmektedir. Aynı surenin 103. ayetinde mealen: “Vakta ki, ikisi de Allah’ın emrine teslim olunca, İbrahim oğlunu alnı üzere yatırdı. (Bıçak çocuğu kesmedi) “Ey İbrahim! Rüyana sadık oldun. İyi hareket edenleri biz böyle mükafatlandırırız” dedik. “Bu iş, açık bir imtihandı. Oğlunun yerine (kesilmek üzere) büyük bir koç verdik.” bildirilmektedir. İbrahim aleyhisselam bu koyunu aldı ve Peygamber efendimize Hicretin ikinci yılında kurban kesmesi emrolundu. Kevser suresinde mealen; “O halde (Bayram) namazını kıl ve kurban kes!” buyruldu. Hem kendisi, hem de ümmeti için kurban keserdi. Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban hakkında buyurdu ki;
Hasislerin (cimrilerin) en kötüsü, kurban kesmeyendir.
Kurbanlarınızı büyük ve yağlı yapınız! Muhakkak ki, onlar sırat üzerinde sizin binekleriniz olacaktır.
İnsanın yediği her lokma kurban eti, ona Cennet’de iki hörgüçlü deve gibi büyük kuş olur.
Kurban edilen hayvanın üzerindeki kıllar sayısınca, sahibine sevap yazılır.
Âdemoğlu için, kurban bayramı günü, Allah katında, kurban kanı akıtmaktan daha sevgili bir şey yoktur.
Ey Fatıma! Kalk! kurbanının yanına git. Ve kesilirken şu duayı oku; “İnne salati ve nüsüki ve mahyaye ve memati lillahi rabilalemine, laşerike leh.” (Manası; Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun ortağı yoktur.) Muhakkak ki, kurbanından yere damlayan ilk kan damlası ile, ömründe işlemiş olduğun her günah bağışlanır. Muhakkak yarın kıyamet günü, kestiğin bu kurbanın kanını ve etini getirip terazinin sevaplar kefesine koyarlar, yetmiş kat fazlasıyla. (Bu müjdelere kurban kesen bütün Müslümanlar ortaktır.)
Kurban olacak hayvanlar: Kurban, koyun, keçi, sığır, deveden birinden olur. Horoz, tavuk... vs. kurban olmaz. Koyun ve keçiyi bir kişi kurban edebilir. Sığır ve deveye yedi kişiye kadar ortak olup, kesebilirler.
İki türlü kurban vardır:
1. Zenginin, Kameri takvimindeki Zilhicce ayının onuncu günü kesmesi vacip, gerekli olan kurban.
2. Adak kurbanı: Bunu da Kurban bayramında kesmek lazımdır. Kurban demeden, sadece hayvan kesmeyi nezir eden (adak yapan) kimse istediği zaman kesebilir.
Diri kurban veya parasını sadaka vermek dinimize göre uygun değildir. Kendisinin veya vekil edeceği birinin kesmesi gerekmektedir. Bir gözü görmeyen, topal olup yürüyemeyen, dişlerinin yarısı yok olan, gözünün, kulağının veya kuyruğunun çoğu ön veya arka bir ayağı kesilmiş olan çok zayıf olan hayvan kurban olmaz. Boynuzu kırık, boynuzsuz, uyuz, burulmuş olan hayvan kurban olabilir. Erkek ve dişi hayvan da kurban olarak kesilir.
Kurban nasıl kesilir: Kesilecek yerde önce diz boyu çukur kazılır. Kurbanın gözleri tülbent ile bağlanır. Kıbleye döndürülerek sol yanı üzerine yatırılır. Boğazı çukurun yanına getirilir. İki ön bir arka ayağı uçlarından bağlanır. Üç defa bayram tekbiri okunur sonra “Bismillahi Allahü ekber” diyerek boğazından kesilir. Bıçak boğaza sürüldüğü zaman; yemek ve hava boruları ile iki yandaki birer kan damarından üçü bir anda kesilmelidir. Hayvanın çırpınması durmadan ensesi kesilmez, derisi yüzülmez. Kurban etinden zengin, fakir herkes yiyebilir. Kesilen kurbanın etini üçe taksim edip, birini fakirlere, birini eşe dosta, birini de eve bırakmak müstehaptır. Sevabı çoktur. Kesilen kurbanın ve her hayvanın yedi yerini yemek dinimize göre haramdır. Bunlar; akan kan, bevl (idrar) aleti, hayaları (Koç yumurtası diye satılmaktadır), bezleri(gudde), safra kesesi, dişi hayvanın önü ve bevl kesesi (mesane)dir.
Kurban hakkında riayet edilmesi gereken kaideler ve kurban kesmesi vacib olmayan fakirin kurban diyerek kestiği hayvan hakkındaki hükümler ilmihal kitaplarında uzun yazılıdır. İhlas Holding A.Ş. yayınlarından Tam İlmihal Seadeti Ebediyye kitabında bu hususta çok geniş bilgi vardır.
2-)KURBAN
Muayyen bir vakitte, muayyen bir hayvanı ibadet
maksadıyla usulüne uygun olarak kesme.
Sözlükte yaklaşmak anlamına gelen kurban,
Allah'a yaklaşmayı Allah yolunda malların feda
edilebileceğini, Allah'a teslimiyeti ve şükrü ifade eder.
hicretin ikinci yılında meşru
kılınmıştır.
Kurban kesmenin meşruiyeti Kitap, Sünnet ve
icma-ı ümmet ile sabittir. Allah Teala'nın Kur'an-ı
Kerim'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser,
108/2), Hz. Peygamber s.a.s)'in de "İmkanı olup da kurban
kesmeyen bizim namazgahımıza yaklaşmasın"
(İbn Mace, Edahı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321)
şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve
benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahası kurban kesmenin vacip
olduğu görüşündedirler (Serahsi, el-Mebsut, Kahire 1324-31,
XII, 8; Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Kahire, 1327-28/1910, V, 61, 62;
el-Fetava'l Hindiyye, Bulak 1310, V, 291).
Kurban Allah'a yaklaşmak maksadıyla ve
yalnız O'nun rızasını kazanmak için kesilir.
Allah'tan başkası adına hayvan kesmek haramdır ve bu
yola tevessül edenleri Hz. Peygamber (s.a.s) "Allah'tan başkası
namına hayvan kesene Allah lanet etsin " (Müslim, Edahi,
43-45; Nesai, Dahaya, 34; Ahmed b. Hanbel, a.g.e., I, 108, 118, 152,
217, 32C 317) şeklindeki ifadeleriyle uyarmıştır.
Vücubiyetinin Şartları:
Kurban kesecek kimsenin: Müslüman, hür ve yolculuk
halinde bulunmayıp mukim olması, nisab miktarı mala sahip
olması (Serahsi, a.g.e., XII, 8; Kasani, a.g.e., V, 63;
el-Fetava'l-Hindiyye, V, 292) gerekir. Akıllı ve büluğa
ermiş olma şartı konusunda ihtilaf vardır. İmam
Azam ve İmam Ebu Yusuf'a göre kurban kesmekle mükellef olmak
için akıllı ve büluğa ermiş olmak şartı
yoktur. Zengin olan çocuk veya delinin malından velisi kurban
keser. İmam Muhammed'e göre ise akıl ve büluğa ermek
şarttır. Fetva bu görüşe göredir (el-Fetava'l-Hindiyye,
V, 293).
Kafire kurban kesme vacib olmamakla birlikte eyyam-ı
nahr (Kurban kesme günleri) da müslüman olana veya büluğa
ermiş olana kurban vacibtir ve kurban kesmesi gerekir (Kasanı,
a.g.e., V, 63; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 293).
Seferi olanlar kurban kesmekten muaftır. Bundan
dolayı seferiliği gerektirecek yoldan gelen hacılara
kurban vücubiyeti yoktur. Ancak mukim olan Mekkeliler için bu
vücubiyet düşmez. Eyyam-ı nahr'da yolculuğa çıkan
kişi, vakit çıkmadan mukim olursa kurbanla mükelleftir.
Eyyam-ı nahr'ın ilk günlerinde mukim olduğu halde kurban
kesmeyen ve son gün sefere çıkan kişiden vücubiyet düşer
(Kasani, a.g.e., V, 63-64; el-Fetava'l Hindiyye, V, 293).
Kurban kesmede nisab, sadaka-i fitırla* mükellef
olmaktır. Bu durumdaki müslümana kurban kesmek vaciptir (Kasani,
V, 64).
Nisabı eksilten borç, eyyam-ı nahrda
kurbanlığın kaybolması kurbanın vücubiyetini
düşürmez. Kişi vaktin başlangıcında fakir,
sonunda zenginleşirse kurban kesmesi gerekir. Kurban kesmekle mükellef
olan aldığı kurbanlığı kaybeder ve mal
varlığı nisabın altına düşerse eyyam-ı
nahr'da fakir olduğundan yeni bir kurban almaya gerek yoktur. Zengin
olduğu halde yerine yenisini alıp keser ve diğerini de
bulursa bunu kesmesi gerekmez (Kasanı, V, 62-64).
Kurbanlık hayvanlar ve bu hayvanlarda aranan
Şartlar:
Kurban edilecek hayvanlar, koyun, keçi, sığır,
manda ve devedir. Vahşi hayvanlardan kurban etmek caiz değildir.
Çiftleşen hayvanlardan doğan yavrunun annesi ehli ise erkeği
vahşi'de olsa bu yavrudan kurban etmek caizdir. Çünkü
hayvanlarda yavru anneye tabidir. Koyun ve keçinin bir yıllığı
kurban edilir. Ancak altı ayını doldurmuş olan kuzu
annesinden ayırdedilemeyecek kadar gösterişli ve semiz ise
kurban edilebilir. Oğlak için bu durum geçerli değildir.
Sığır ve mandanın iki, devenin ise beş
yaşında olanı kurban edilir (Serahsi, a.g.e., XII, 9-10;
Kasani, a.g.e., V, 69-71; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 297). Koyun ve
keçi bir kişi adına kurban edilebilir. Sığır ve
deveye ise birden yediye kadar kişiler ortak olabilir. Ancak
ortaklardan her biri müslüman olmalı ve kurban niyetiyle
ortaklığa girmiş bulunmalıdırlar. Et yeme
maksadıyla ortaklık kurulursa veya birisi et yeme
maksadıyla ortaklıkta bulunursa hiç birisinin kurbanı
yerine gelmiş olmaz. Sığır veya deveyi kurban etmek
üzere ortaklık kuranlardan her birinin vacip olan kurban niyyetleri
şart değildir. Ortaklardan bazısı vacip olan kurban,
bazıları nafile, bazıları keffaret kurbanı, ceza
kurbanı, Hacc-ı temettü veya Hacc-ı kıran
kurbanı, akika kurbanı gibi değişik niyetlerle
oraklıkta bulunabilirler. Kurban kesildikten sonra et, tartı ile
eşit şekilde paylaşılmalıdır (Kasani,
a.g.e., V, 71-72; Damad, Mecmau'l-Enhur, İstanbul 1328, II, 521).
Yaradılıştan boynuzsuz, burma, yenini
yiyebilen delirmiş hayvan, çok zayıflamamış olan uyuz
hayvan, yaradılıştan kulakları küçük olan hayvan,
dişlerinin azısı düşmüş veya dişleri
olmadığı halde yemini yiyebilen ve otlayabilen hayvanlardan
kurban etmek caizdir.
Bir veya iki gözü kör, kemiğinde ilik
kalmayacak kadar zayıflamış, kesileceği yere
gidemeyecek derecede topal, kulak veya kuyruğunun yarıdan
fazlası kesilmiş veya kopmuş, boynuzunun çoğu
kırılmış, memesi kesilmiş, yavrusunu emziremeyen,
memesi kurumuş veya memelerinden birisi sütten kesilmiş olan
koyun-keçi ile, ikisi sütten kesilmiş sığır-deve, dört
ayağından biri kesilmiş olan hayvan, burnu kesilmiş,
pislik yiyen hayvanlar etindeki pislik temizleninceye kadar
tutulmamış ise kurban olmazlar. Bu konuda ulemadan
bazıları şöyle bir genel kaide koymuşlardır:
"Hayvandan tam olarak, güzelce istifadeye mani olan her kusur
kurbana manidir." Kusur bu durumda değilse kurbana mani
değildir. Kurbana mani olan bu kusurlar zengin içindir. Zengin,
kurban edeceği hayvanı bu kusurlardan biri bulunduğu halde
satın alırsa veya satın aldıktan sonra bu kusurlardan
birisi meydana gelirse bu hayvanlar kurban edilemez. Fakir için ise her
halükarda kesmek caizdir (Serahsi, a.g.e., XII, 15-18; Kasani,
a.g.e., V, 75-77; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 297-299; Damad, a.g.e., II,
519-520).
Kurbanın Vakti:
Kurban, eyyam-ı nahr (Kurban kesme günleri)
denilen Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günleri
kesilir. Onuncu gün kesmek daha faziletlidir. Zilhiccenin onuncu günü
ikinci fecir doğmadan önce kurban kesmek caiz değildir.
İkinci fecirden sonra Zilhiccenin on ikinci günü güneş
batıncaya kadar geçen zaman içinde gece ve gündüz kurban
kesilebilir. Ancak geceleri kesmek mekruhtur. Bayram namazı
kılınan yerlerde, imam bayram namazında iken veya
teşehhüd miktarı oturmadan önce kurban kesilmesi caiz değildir,
Selam verdikten sonra ise kurban kesilebilir. Bayram namazı
kılınmayan yerlerde ikinci fecrin doğumundan sonra kurban
kesilebilir (Serahsi, a.g.e., XII, 9; Kasani, a.g.e., V, 73-75;
el-Fetava'l Hindiyye, V, 295-296; Damad, a.g.e., II, 518).
Kurban Nasıl Kesilir?
Kurban kesmek için bıçak önceden bilenip hazırlanır
ve hayvanın göremeyeceği bir yere konulur. Sonra hayvan
ayakları ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sol
tarafına yatırılır. Hayvanın sağ arka
ayağı serbest kalmak şartıyla diğer ayakları
bağlanır. Bundan sonra tekbir ve tehlil getirilir. Arkasından
"Bismillahi Allahü ekber" denilerek, hayvanın boynuna
bıçak vurulur. Nefes ve yemek boruları ile şahdamarı
denilen iki ana damarı kesilir. Hayvan soğumaya
bırakılır, kanının akması beklenir ve sonra
derisi yüzülür. Hayvanı elinden gelirse, kurban sahibinin
kendisinin kesmesi menduptur. Kendisi kesemezse, bir müslümana kestirir
(Mehmed Mevkufati, Mevkufat, (sadeleştiren: Ahmed
Davudoğlu), İstanbul 1980, II, 331-332).
Kurbanlıktan Faydalanmak:
Kurbanlıktan tüylerinin kırpılması
ve sütünün sağılması suretiyle faydalanmak mekruhtur.
Eğer kırpılmış ise tüyü ve sütlü ise sütü
sağılıp tasadduk edilir. Hatta karışmasın
diye alamet olmak üzere alman tüyleri bile tasadduk etmek gerekir. Eğer
kullanılmış ise parası tasadduk edilir (Serahsı,
a.g.e., XII, 14, 15; Kasani, a.g.e., V, 78; el-Fetava'l-Hindiyye, V,
301). Kurban kesildikten sonra derisi satılmış ise
parası tasadduk edilir. Ancak deriden mest, seccade vb. şekilde
istifade edebileceği gibi eve demirbaş eşya almak üzere
satmakta da bir sakınca yoktur (Serahsı, a.g.e., XII, 14).
Kurbanın eti konusunda en faziletli tutum üçte
birini tasadduk, üçte birini dostlara ikram, üçte birini de evde alıkoymaktır
(Kasani, a.g.e., V, 81; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 300).
Kurbanlık yapmak üzere satın alınan bir
hayvan satılıp yerine başka bir hayvan almak caizdir. Eğer
paradan arta kalan olursa tasadduk edilir (Serahsi, a.g.e., XII, 13).
Kurbanlığa binmek, onunla yük taşımak
veya herhangi bir iş için ondan istifade etmek mekruhtur. Eğer
hayvan kullanılır ve değeri noksanlaşırsa eksilen
kıymeti tasadduk etmek gerekir. Kiraya verilmiş ise kiradan elde
edilen para da tasadduk edilir. (Kasani, a.g.e, V, 79).
Kurbanın eti, yağı, başı, tüyü,
sütü vb.lerinin satışı caiz değildir. Eğer
satılmış ise tasadduk etmek gerekir (Kasani, a.g.e, V,
81; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 301).
Kurbanlık olan hayvan boğazlanmadan önce
yavrularsa o da annesiyle beraber kesilir. Bu hüküm kendisine kurban
vacip olmadığı halde kurbanlığı satın
alıp kendine vacip kılan fakir hakkındadır. Çünkü
kurban bizzat o hayvana taalluk etmiştir ki yavrusu da kendisine
tabidir. Eğer bu yavru boğazlanmayıp satılırsa
parasını tasadduk etmek gerekir. Şayet yavru eyyam-ı
nahr geçinceye kadar boğazlanmaz ve elde tutulursa tasadduk edilir
(Serahsi, a.g.e, XII, 14). Zengin, yavruyu eyyam-ı nahr'dan önce
veya sonra kesebileceği gibi eyyam-ı nahr'da diri olarak
tasadduk da edebilir. Eğer eyyam-ı nahr'da
satılmış olursa kıymeti tasadduk edilir. Yavru
kesilmez ve satılmaz ise diri olarak tasadduk edilir (Kasani, V,
78-79; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 301).
Kurbanda Vekalet:
Bir müslüman kurbanını kendisi
kesebileceği gibi bir müslümana da kestirebilir. Ancak kendisinin
kesmesi daha faziletlidir. Kurbanı kestirme konusundaki izin bizzat
ifade edilebileceği gibi, izne delalet eden söz, fiil ve davranışlar
da izin sayılır. Mesela bir müslüman kurbanlık
satın alsa kurban bayramı günü hayvanı yatırıp
ayaklarını bağlasa onun emri olmadan bir başkası
gelip hayvanı boğazlasa bu kurban için yeterlidir. Başka
bir hayvan kesmek gerekmez. İki müslüman yanılarak
birbirlerinin kurbanlarını kendi adlarına kesmiş
olsalar vacibi yerine getirmiş olurlar ve kestiklerini
değişmek suretiyle kendi hayvanlarını alırlar (Kasani,
a.g.e, V, 67-68). Eğer böyle bir durumu etler yenildikten sonra
farkederlerse helalleşirler. Aralarında anlaşmazlık
çıkarsa birbirlerine kurbanlıkların değerini
öderler. Eğer eyyam-ı nahr geçmiş ise bu paralan
tasadduk ederler (el-Fetava'l Hindiyye, V, 302).
Kurbanda müstehap olan şeyler:
Eyyam-ı nahr'dan önce kurbanlığı
bağlamak. Hayvana kurbanlık nişanı takmak,
işaretlendirmek. Kesilecek yere güzellikle, eziyet vermeden
götürmek. Yemek borusu, nefes borusu ve iki şahdamarını
kesmek ve keserken acele davranmak. Boğazlamayı enseden
değil boğazdan yapmak. Kendi kurbanını kendisi kesmek,
kesemiyorsa müslümana kestirmek. Ehl-i kitab'tan birine kestirmek
mekruhtur. Hayvanı kıbleye karşı kesmek. Hayvan
kesilirken orada hazır bulunmak. Dua etmek ve besmeleden önce veya
sonra:
"Allahümme minke ve leke salati nusuki ve
mahyaye ve memati lillahi Rabbil-Alemine la şerike lehu ve
bizalike Umirtu ve ene mine'l-müslimin."
"Ey Rabbim bu senden ve yine sanadır.
Namazım, kulluğum, kurbanım, ölümüm ve dirimim eşi
benzeri olmayan alemlerin Rabbi Allah içindir. Ben bununla emrolundum ve
teslim olanlardanım" demek. Dua ile besmeleyi birbirinden
ayırmak. Besmeleden önce veya sonra dua etmek, Besmele ile beraber
dua etmek mekruhtur. Kurban olacak hayvanın imkan ölçüsünde en
semizi, en büyüğü olması. Eyyam-ı nahr'ın ilk günü
gündüzleyin kesmek. Kurban bıçağının çok keskin
olması. Hayvanı kesildikten sonra soğumaya ve canın
iyice çekilmeye bırakılması, soğumadan ve can
çekilmeden önce yüzmek mekruhtur. Kurban sahibinin kurban etinden
yemesi. Çünkü bu Allah'ın bir ziyafetidir. Etinden
başkalarına vermek (Kasani, a.g.e, V, 78-81).
Kurban Bayramında kesilmek üzere satın
alınmış olan hayvan kesilmez ve bayram günleri geçerse,
hayvanın tasadduk edilmesi gerekir. Bu konuda zengin ve fakir
aynı hükme tabidir. Zengin olan kişi ise kurbanlık
alsın veya almasın kurban kesmediği takdirde kurbanın
kıymetini tasadduk etmesi gerekir. Ertesi yıla bırakamaz
(Mevkufati, a.g.e., II, 329).
Ölüye kurban keseceğini söyleyen bir kimse,
kurbanını bayram günlerinde kesmesi ona vacib olur.
Saffet KÖSE
3-)
Muayyen bir vakitte, muayyen bir hayvanı ibadet maksadıyla usulüne uygun olarak kesme.
Sözlükte yaklaşmak anlamına gelen kurban, Allah'a yaklaşmayı Allah yolunda malların feda edilebileceğini, Allah'a teslimiyeti ve şükrü ifade eder. hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır.
Kurban kesmenin meşruiyeti Kitap, Sünnet ve icma-ı ümmet ile sabittir. Allah Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser, 108/2), Hz. Peygamber s.a.s)'in de "İmkanı olup da kurban kesmeyen bizim namazgahımıza yaklaşmasın" (İbn Mace, Edahı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321) şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahası kurban kesmenin vacip olduğu görüşündedirler (Serahsi, el-Mebsut, Kahire 1324-31, XII, 8; Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Kahire, 1327-28/1910, V, 61, 62; el-Fetava'l Hindiyye, Bulak 1310, V, 291).
Kurban Allah'a yaklaşmak maksadıyla ve yalnız O'nun rızasını kazanmak için kesilir. Allah'tan başkası adına hayvan kesmek haramdır ve bu yola tevessül edenleri Hz. Peygamber (s.a.s) "Allah'tan başkası namına hayvan kesene Allah lanet etsin " (Müslim, Edahi, 43-45; Nesai, Dahaya, 34; Ahmed b. Hanbel, a.g.e., I, 108, 118, 152, 217, 32C 317) şeklindeki ifadeleriyle uyarmıştır.
Vücubiyetinin Şartları:
Kurban kesecek kimsenin: Müslüman, hür ve yolculuk halinde bulunmayıp mukim olması, nisab miktarı mala sahip olması (Serahsi, a.g.e., XII, 8; Kasani, a.g.e., V, 63; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 292) gerekir. Akıllı ve büluğa ermiş olma şartı konusunda ihtilaf vardır. İmam Azam ve İmam Ebu Yusuf'a göre kurban kesmekle mükellef olmak için akıllı ve büluğa ermiş olmak şartı yoktur. Zengin olan çocuk veya delinin malından velisi kurban keser. İmam Muhammed'e göre ise akıl ve büluğa ermek şarttır. Fetva bu görüşe göredir (el-Fetava'l-Hindiyye, V, 293).
Kafire kurban kesme vacib olmamakla birlikte eyyam-ı nahr (Kurban kesme günleri) da müslüman olana veya büluğa ermiş olana kurban vacibtir ve kurban kesmesi gerekir (Kasanı, a.g.e., V, 63; el-Fetava'l-Hindiyye, V, 293).
Seferi olanlar kurban kesmekten muaftır. Bundan dolayı seferiliği gerektirecek yoldan gelen hacılara kurban vücubiyeti yoktur. Ancak mukim olan Mekkeliler için bu vücubiyet düşmez. Eyyam-ı nahr'da yolculuğa çıkan kişi, vakit çıkmadan mukim olursa kurbanla mükelleftir. Eyyam-ı nahr'ın ilk günlerinde mukim olduğu halde kurban kesmeyen ve son gün sefere çıkan kişiden vücubiyet düşer (Kasani, a.g.e., V, 63-64; el-Fetava'l Hindiyye, V, 293).
Kurban kesmede nisab, sadaka-i fitırla* mükellef olmaktır. Bu durumdaki müslümana kurban kesmek vaciptir (Kasani, V, 64).
Nisabı eksilten borç, eyyam-ı nahrda kurbanlığın kaybolması kurbanın vücubiyetini düşürmez. Kişi vaktin başlangıcında fakir, sonunda zenginleşirse kurban kesmesi gerekir. Kurban kesmekle mükellef olan aldığı kurbanlığı kaybeder ve mal varlığı nisabın altına düşerse eyyam-ı nahr'da fakir olduğundan yeni bir kurban almaya gerek yoktur. Zengin olduğu halde yerine yenisini alıp keser ve diğerini de bulursa bunu kesmesi gerekmez (Kasanı, V, 62-64).
4-)Peygamber efendimize Kevser suresi nazil olup (inip); "O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Âyet: 2) buyrularak kurban kesmesi emrolundu. Peygamber efendimiz biri kendisi, biri de ümmeti için iki kurban keserler, kurban kesmeyi ve kurban kesenleri överlerdi. (İbn-i Âbidin)
Kurbana verilen paranın sevabı, yüz misli yani pekçok parayı sadaka vermek sevabından daha fazladır. (Ebu Bekr Ali)
Kurban keserken üç kere bayram tekbiri okunur. Sonra "Bismillahi Allahü ekber" diyerek deveden başka hayvanın boğazının her hangi bir yerinden kesilir. Bismillahi derken (H)'yi belli etmek lazımdır. (İbn-i Âbidin)
5-)Dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan
Örnek:Yarım okka et, onun elinde bir kurban kadar bereketli. Y. Z. Ortaç
6-)İçtenliği belirten bir seslenme sözü.
7-)Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimse.
8-)Bir kazada veya felakette ölen kimse
9-)Maddi ve manevi bakımdan felakete sürüklenmiş, insani değerlerini yitirmek zorunda kalmış veya bırakılmış kimse
10-)Müslümanlarda Kurban Bayramı.
11-)Doğaüstü güçleri, yüce varlıkları ve tanrıları hoşnut etmek, onlarla barışık olmak, onlara teşekkür etmek ve onlardan isteklerde bulunmak için kesilen hayvan, sunulan yiyecek, içecek.
12-)1. allah'ın rızasını kazanmaya vesile olan şey. 2. eti. fakire parasız olarak dağıtılmak niyetiyle farz, vacib, ve sünnet olarak kesilen hayvan. 3. bir gaye uğruna feda olma.
13-)Allah'ın rızasını kazanmağa sebep olan şey.
Bu bilgi faydalı oldu mu ?

















- Kur'andan öğrendiğimiz anlamda Kurban Allah'ın hoşnuluğunu kazanmak gerekli yardımlardır. Eti yenilecek hayvan kesmek te Kurbanlık hayvan kesmek te Kurban olabilir et ihtiyacı olan varsa doyurulacak insan varsa Yoksa hayvan boğazlamak kan akıtmak akıtılan kanı alna vs ye sürerek mistik tılsımlı bir sonuç beklemek kur'an' a aykırıdır
- Dünyanın birçok bölgesinde hayırseverlerin yardımıyla Kurban kesecek sivil toplum örgütlerine, en fazla Arakan için bağış talebi geldiği belirtildi.
- Dünyanın birçok bölgesinde hayırseverlerin yardımıyla Kurban kesecek insani yardım amaçlı sivil toplum örgütlerine, en fazla Arakan için bağış talebinin geldiği bildirildi.
Sizde içinde Kurban kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !
