Musibet Nedir
Musibet Nedir ? Musibet Ne demek ?
1-)MUSÎBET
Başa gelen felaket, bela, afet, sıkıntı,
ceza gibi olaylar için kullanılan bir terim.
Bir musibete uğrayan kimse, ya Allah (c.c.)
tarafından imtihan edilmekte veya işlediği bir kötülüğe
karşı cezalandırılmaktadır. Musibet kelimesi
Kur'an-ı Kerim'de bu iki anlamda da
kullanılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'de Allah Teala sevdiği mü'min
kullarına değişik şekiller altında musibetler
göndererek onları imtihan ettiğini ve bu musibetlere
karşı gösterdikleri sabır ve tevekkül neticesinde de
büyük mükafatlarla mükafatlandırılacaklarını
bildirmektedir. İnananlar zümresi içerisinde peygamberlerin Allah
Teala'ya en yakın kitle oldukları halde, musibetlerin en
büyüklerine uğradıkları görülmektedir. Nuh (a.s),
İbrahim (a.s), Musa (a.s) ve İsa (a.s)'ın
kıssaları bunun örnekleriyle doludur. Ulu'l-azm peygamberlerin
sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.s) de Mekke döneminde büyük musibetlere
maruz kalmıştır. O, kavmi tarafından
yalanlanmış, işkence görmüş, ölümle tehdit edilmiş,
hatta taşa tutulmuştur. Taif'e gidip halkı Allah'ın
dinine davet ettiği zaman, onlar bir peygambere uymayı
reddettikleri gibi köle ve çocuklara onu taşlatmışlardı.
İnsanlığa rahmet olarak gönderilmiş o büyük
peygamber, Taiflilerin saldırısından kurtulduktan sonra,
ellerini kaldırıp Rabbine şöyle seslenmişti:
"Ya Rabbi" Gerçekte benim üzerime çöken
bu musibet ve eziyet, şayet senin bana karşı bir gadap ve
öfkenden ileri gelmiyorsa, ben buna aldırış etmem ve gönülden
tahammül ederim. "
Allah Teala da ona; "Ey Muhammed! Sen de,
"azim ve sebat" sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi
sabret" (el-Ahkaf, 45/35) şeklinde vahyetmiştir.
Allah Teala, hidayet ihsan edip rahmet nuruyla kuşattığı
mü'min kullarım, bir takım dünyevi zorluklarla imtihan ederek
bunu onlar için bir rahmet vesilesi kılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: "And olsun
ki sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve
mahsullerden yana eksiklikle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.
Onlara bir musibet dokunduğu zaman "Mutlaka biz Allah içiniz ve
mutlaka O'na döndürüleceğiz" derler" (el-Bakara,
2/155-156).
Bu ayetler, her ne şekilde olursa olsun,
karşılaşılan bir bela ve musibet karşısında
inanan kimselerin göstermesi gereken tavrı ortaya koymaktadır.
Musibete karşı takınılan
tavır, aynı zamanda iman ile nifakın arasını
ayıran ve münafık tiplerin kalplerindeki nifakı açığa
çıkaran bir imtihan aracıdır. Yani imanların
musibetle sınanmasıdır.
Münafıklar, müslümanlar savaşta bir
başarısızlığa (musibete) uğradığı
zaman onlarla birlik olmadıkları için sevinirler ve bunu
kendileri için bir nimet sayarlar. Allah Teala gerçek anlamda
nimetlendirilenlerin musibetlere uğrayıp bunlara sabreden
kimselerden başkaları olmadığını ve
farklı düşünenlerin ise kalplerinde hastalık bulunan
tipler olduğunu bildirmektedir:
"Şüphesiz ki içinizden (savaşa çıkmak
için) pek ağır davrananlar vardır. Size bir musibet geldiği
zaman (onlar) "Allah bana nimet ihsan etti de onlarla beraber
olmadım" der" (en-Nisa, 4/72).
Diğer bir musibet de, insanların
işledikleri kötü amelleri ve kalplerindeki nifak ve küfürlerinden
dolayı muhatap oldukları musibettir. Kur'an-ı Kerim'de bu
anlamda kullanılan musibet kelimesi ile, bu kötülüklere karşı
bir cezalandırma kastedilmektedir: "Başınıza
gelen bir musibet kendi ellerinizle kazandığınız günahlar
yüzündendir. O, işlenenlerin bir çoğunu da affeder"
(eş-Şura, 42/30).
Münafıkların hallerinden sözedilen başka
bir ayet-i kerimede de şöyle buyurulmaktadır: "Kendi
yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet
geldiğinde nice olur halleri..." (en-Nisa, 4/62).
İşlenilen kötü amellere karşılık
ahirette elim Cehennem azabına uğrayanların durumları
da musibet olarak nitelendirilmektedir:
"Eğer onlar (Yahudiler) işledikleri günahlar
yüzünden başlarına bir musibet geldiği zaman;
"Rabbimiz bize Peygamber gönderseydin de biz de senin ayetlerine
uyup mü'minlerden olsaydık ya" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik)"
(el-Kasas, 28/47).
İnsanların başına gelen bütün
musibetler Allah Teala'nın izni ve takdiri dahilinde ortaya çıkmaktadır:
"Yeryüzüne ve kendinize inen hiç bir musibet
yoktur ki biz onu yapmadan önce Levh-i mahfuz'da yazılmış
olmasın. Şüphesiz ki bu, Allah için çok kolaydır"
(el-Hadid, 57/22);
"Allah'ın izni olmadan kulun başına
hiç bir musibet gelmez..." (et-Teğabun, 64/11).
Bu anlamda, ölüm olayı da bir musibet olarak
zikredilmektedir:
"... Veya yolculukta iseniz ve
başınıza ölüm musibeti gelmişse..." (el-Maide,
5/106).
Bir de, toplum boyutunda kavimlerin helak edilişi
musibeti vardır ki bu, azgın bir kavmin kendi elleriyle
işledikleri günahları ve aşırı
sapıklıkları yüzünden peygamberlerine karşı
direnmeleri neticesinde ortaya çıkmaktadır. Allah Teala, aynı
zamanda bu musibetleri diğer toplumlar için birer ibret vesilesi de
kılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de helak edilişleri
ve buna sebeb olan durumları tafsilatlı bir şekilde gözler
önüne serilen, Nuh, Âd, Semud, Lut kavimlerinin başlarına
gelenler bu tür musibetlerdendir.
Ömer TELLİOĞLU
2-)Allahü teala ayet-i kerimelerde mealen buyurdu ki:
Ey insan! Sana gelen her iyilik, Allahü tealanın ihsanı olarak, nimeti olarak gelmektedir. Her dert ve musibet de kötülüklerine karşılık gelmektedir. Hepsini yaratan, gönderen Allahü tealadır. (Nisa suresi: 79)
Size gelen belalar, musibetler, kabahatlerinizin, günahlarınızın cezasıdır. Bununla beraber, Allahü teala bir çoğunu da affederek musibete maruz (karşı) bırakmaz. (Şura suresi: 30)
Kullarımdan herhangi birine; bedeninde, malında veya evladında bir musibet verdiğim zaman bu musibeti sabr-ı cemil (güzelce sabrederek) karşılarsa, kıyamet günü onun için mizan kurmak ve defter açmaktan (hesaptan) haya ederim. (Hadis-i kudsi-İhya)
Bir kimseye musibet erişince; "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" desin. Allahü teala o kulun duasını kabul eder. (Hadis-i şerif-Kimyay-ı Seadet)
Mü'minin ahlakı; zenginlikte iktisad, genişlikte şükür, bela ve musibet zamanında sabırdır. Musibete sabreden, ecir (mükafat) ve sevaba kavuşur. (Sehl bin Abdullah)
Musibet birdir. Musibetin geldiği kişi feryad eder, ağlayıp sızlarsa, musibet iki olur.Biri musibet, diğeri sevabın gitmesi. Bu musibet öncekinden daha büyüktür. (Abdullah bin Mübarek)
Musibete feryad eden, Allahü tealaya karşı gelmiş olur. Feryad etmek, ağlayıp sızlamak bela ve musibeti geri çevirmez. (Şakik-i Belhi)
Gördüğünüz her musibet ve felaket, kızgınlığın, zulüm ve haksızlık etmenin cezasıdır. (Abdülhakim Arvasi)
3-)Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey
Örnek:Bir musibet bin nasihatten yeğdir. Atasözü
4-)Uğursuz.
Bu bilgi faydalı oldu mu ?
Kelime Türü Nedir ?








- Musibet gibi adamsın.
- Başımıza gelen Musibet nasıl bir şey anlayamadik
- Bir Musibet başına gelmeden gel bu tatbikatlara katıl.
Sizde içinde Musibet kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !
